NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
24 - (2145) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة
وعبدالله بن
براد الأشعري
وأبو كريب.
قالوا: حدثنا
أبو أسامة عن بريد،
عن أبي بردة،
عن أبي موسى
قال:
ولد
لي غلام.
فأتيت به
النبي صلى
الله عليه
وسلم. فسماه
إبراهيم،
وحنكه بتمرة.
{24}
Bize Ebû Bekr b. Ebî
Şeybe ile Abdullah b. Berrâd El-Eş'arî ve Ebû Kureyb rivayet ettiler. (Dedilerki):
Bize Ebû Usâme, Bûreyd'den, o da Ebû Bürde'den, o da Ebû Musa'dan naklen
rivayet etti. Ebû Mûsâ şöyle demiş:
Bir oğlum dünyaya geldi
de, onu Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e getirdim. Ona İbrahim adını verdi.
Ve bir kuru hurma ile tahnik yaptı.
İzah:
Bu rivayetleri Buhâri
«Kitâbu'l-Akîka»'da tahrîc etmiştir.
Ebû Talha (Radiyallahu
anh) Hz. Enes'in üvey babası olduğunu evvelce görmüştük. Şu halde yeni doğan Abdullah
b. Ebî Talha, Enes (Radiyallahu anh)'in anne bir kardeşi demektir.
«Ensârın sevgilisi kuru
hurmadır.» diye terceme ettiğimiz cümle ha'nın damme ve kesresiyle okunmuştur.
Kesre ile okunduğu takdirde mahbub mânâsına gelir. Ve kelimenin son merfu' okunarak
bir mübteda haber cümlesi meydana gelir ki, bizim verdiğimiz mânâ buna göredir.
Bu kelime ha'nın damme ile Hub okunursa masdardır. Bu takdirde sonunu mansûb ve
merfu okumak caizdir. Mansûb kıraati daha meşhurdur. Mansûb okunduğu takdirde
cümle: «Ensarın sevdikleri kuru hurmaya bakın!» diye takdir olunur. Temr
kelimesi dahî mansûb okunur. Hub kelimesini merfu okuyan, onu mübtedâ yapmış
olur. Haberi mahzufdur. «Lâzımdır yahut âdettir...» gibi bir haber takdir
olunur.
Ümmü Süleym'in: «O
eskisinden daha sakindir...» sözü icabında tevriyeli konuşmanın caiz olduğuna
delildir. Bu sözden çocuğun sa§ olduğu ve hastalığının hafiflediği anlaşılır.
Hakikatte ise ölmüştür. Fakat annesi kocasına karşı vazifesinde kusur etmemek
için böyle kapalı konuşmuştur. Nitekim ortada hiç bir şey yokmuş gibi kocasına
akşam yemeği getirerek onu doyurmuş, sonra onun cima isteğini de reddetmeyerek
itaatta bulunmuştur. Herşey bittikten sonra da çocuğun öldüğünü söylemiştir.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hz. Ümmü Süleym'in bu eşsiz sabır ve
metanetine hayret etmiştir.
«Siz bu gece gelin
güveyi oldunuz mu?» diye sorması bundandır.
Tahnikin kuru hurma
gibi tatlı bir şeyi çiğneyerek yeni doğan bir çocuğun ağzına sürmek mânâsına
geldiğini de evvelce görmüştük.